Friday 27 August 2010

York'a Hoş geldiniz.

4. günün sonunda Northallerton ve Knaresborough üzerinden York şehrine vardık. 107 kilometrelik bir parkur normal bir eğim dağılımı gösterse yorucu olabilecekken karşımıza kayda değer tek bir yükselti çıkarmaması sonucunda ikimiz de kendimizi yorgun hissetmiyoruz. Bugün gerçek bir sprint etabı yaşadık, ortalamamız 18km/saat'e yükseldi.

Bugün uğradığımız Knaresborough isimli kasaba benim ve bu tur için çok önemliydi. Bu turun fikrinin olgunlaşması döneminde google earth içinde geçirdiğim saatler boyunca beni heyecanlandıran, uğruna böyle bir tur düzenlenecek ya da turun rotasını saptıracak güzellikteki yerlerin en başında geliyordu. bir bakıma bu yolculuğun merkezi gibi, peki o vakit neden kalmadık orada? Birincisi York'ta rezervasyonumuz vardı, ikincisi de en başından beri söylediğimiz gibi önemli olan bu kasabalarda ve bu yollarda bulunmak, geçmek. Dinlenmek haricinde burada yaşamıyor olmanın avuntusu gibi bir gece geçirmeyi kabul etmiyoruz.

Bu resimlerden 4 günün 3'ünde çektik. newcastle girişi otoban gibi olduğundan fırsatımız olmadı. Bundan sonra da turun hatırası için olabildiğince biriktirmek istiyoruz. Neden siz yoksunuz fotoğrafta? bir çekecek kimse yok, iki bisikletlerimiz bizden daha önemli!







Burası Knaresborough, bahsettiğim yer. Sakin sakin akan bir nehir üzerine kurulu bulduğumuz (Durham'dan sonra)ikinci şehir. Şehrin girişi herhangi bir Britanya kasabası gibi, orta genişlikte bir cadde, caddenin her iki yanında bisiklet yolları ve kaldırımlar, son olarak yolun iki yanına biblo gibi dizilmiş kırmızı tuğlalı, iki katlı cumbalı evler. Evlerin, bu kadar boktan bir havada envai çeşit çiçek nasıl yetişir şüpheleri coşturan ödüllü bahçeleri. İlerledikçe şehrin tarihi geri sarmaya başlıyor, evler eskiyor, dokular soluyor ve etraftaki objeler, arabaları saymazsanız ortaçağ aletleri ile üretilebilir hale geliyor. Sonra bir nehir yolunuzu kesiyor ki düşünmeden içine atlamak istiyorsunuz. Kimbilir ne zamandan bir köprü şu anda tramvay yolu olarak  kullanılıyor. İngiliz hayranı bir Talat Paşa olarak ben hemen adamların ta ne zamandan ne kadar sağlam bir köprü inşaa ettiğinden dem vuruyorum. Çağrı bir öfleyip pedala basıyor. Şehrin Kuzey kıyısındaki kaleyedoğru yola çıkıyoruz.

No comments:

Post a Comment