Monday 23 August 2010

Başlangıç noktasına yolculuk (olgar)

adayı bisikletle geçebilmek için ne yazık ki önce uçarak geçmek gerekti. Britanya'nın hakim rüzgarları başlıca kuzeyden güneye, orta kesimlerde ise batıdan doğuya doğru estiginden, bir de ağaçsakal'ın da söylediği gibi güneye doğru yol almak her zaman yokuş aşağı izlenimi uyandırdığından. Turun başlangıç ve bitiş noktalarında ziyaret etmek istediğimiz insanların programları da eklenince bu hikayenin edinburgh-londra yönünde yazılması gerektiğine karar verdik. 
100X120X40 cm boyutlarında, taşıma güçlüğü ağırlığından çok yere göğe sığmaması ile açıklanabilecek devasa bir bisiklet çantası ile İstanbul-Londra, Londra-Edinburgh yolculukları. dahası bilet alım sürecinde yapılmış orta büyüklükte bir gerzeklik sonucu Londra'da bir havaalanı değişikliği. (Londra Heatrow havalimanından Gatwick havalimanına gidebilmek için valizlerinizi alıp ulaşımı kendi imkanlarınızl sağlamanız gerekiyor. bunun için 5. terminalde çıkış yaptığınız noktada sola yönelip coaches yönlendirmelerini takip etmeniz gerek. otobüs terminaline gelmeden solda bilet alabileceğiniz elektronik gişeler var. nereden? nereye? kaç kişi? gibi soruları yanıtladıktan sonra listelenen seferlerden size uygun olanı seçip paranızı yatırın. şehir içi otobüs bilet gişeleri aksine para üstü verecektir endişelenmeyin. ardından hata yapılması neredeyse olanaksız hale getirilmiş yönlendirme işaretlerini takip ederek otobüs terminaline girin. otobüsünüz 16 numaralı hemen solunuzdaki platforma yanaşacak. otobüsünüzün kadın şöförüne bisiklet çantanızı bagaja kaldırırken yardım edin ama konuşmak zorunda değilsiniz.)  
olgar: it's okey when it carries me but if I carry it it's a nightmare
Soför: (bir yandan bisikleti yüklüyor) yea whatever..

Gatwick yolu yaklaşık 1 saat sürüyor ancak yolda trafik yoğunluğu olasılığı nedeniyle erkenden yola çıkmanızı öneririm. heatrow kadar olmasa da gatwick'te de zaman geçirebileceğiniz büyük bir freeshop var. 

british airways internet sitesinde şartları tanımlanmış bisiklet çantası içindeki bisikleti sorunsuz ve ek ücretsiz olarak taşıyor. tek bir bagaj hakkınız olduğundan bisiklet çantasında boş kalan yerleri tıka basa doldurabilmeniz sözkonusu. Ama bunu yaparken kilo aşımına ve çantanın formunu bozmamaya özen göstermeniz gerekiyor. Normal şartlar altında belirlenmiş boyutların üzerindeki bir çantanın Bulky items (eşşek ölüleri) bölümünden teslim edilmesi gerekiyor ancak Atatürk havaalanında bisiklet çantamı (soft case) normal valiz check in noktasından sorun çıkartmadan kabul ettiler. öte yandan Gatwick havalimanında beni F zone adı verilen bölgenin hemen sol uç köşesindeki Over sized items bölümüne yönlendirdiler. burada check in noktasında çantama yapıştırdıkları etiketi söküp bisikletimi isimsiz kimliksiz halde uçağa yolladılar ve ben edinburgh'da tekrar bir araya gelene kadar kafamda bin türlü senaryo yazdım. Ancak siz soft case'i alır almaz o sevimli isimliğe ad, soyad ve adresinizi yazarak rahatlıkla bunun önüne geçebilirsiniz. Edinburgh'da hemen havalimanı çıkışında bulunan airlink otobüslerini kullanarak şehir merkezine varabilirsiniz. Otobüs numarası 100'dür ve yaklaşık 30 dakikada bir kalkar. iki katlı otobüsün birinci katındaki geniş raflara kocaman bisiklet çantanızdan 5 tane bile sığdırabilirsiniz. Edinburgh festival ışıklarıyla boydan boya renklenmiş ve nüfusu iki katına fırlamış olarak karşıladı beni. Her zamanki (nereden biliyorsun?) kasvetli ve görkemli şehri Gandalf'ın kendine getirdiği Theoden Kral'a benzettim gecenin bir saati. Yol boyunca Yüzüklerin Efendisi sesli kitabını dinlemiş olmanın da etkisiyle şüphesiz. Zaten bütün bu hikayede, memleketin havasından mıdır nedir, bir yüzüklerin efendiliği yok değil. Yarınki (dün..) Arthur's Seat tırmanışında bu konudan biraz daha ayrıntılı söz edeceğim. Şimdi bisikletleri son kez bakımdan geçirmek ve son eklemeleri yapmak üzere bisikletçiye götürmemiz gerekiyor.   

No comments:

Post a Comment